İkinci bir kükreme daha duyduğunda, bilincini kaybetmek üzereydi. Arkta! Dağ Trolü bir anda tepesinde belirdi ve dev kolunu savurarak Soltra'ya saldırdı. Bunun üzerine Canavarın Tom’un boğazına yapışmış olan parmakları gevşedi.
Tom bu fırsatı kaçırmadı ve kalan gücünü toplayıp kılıcını kaldırdı. Kılıcını güneş ışığına tutmayı bir kez daha başardı ve parlak ışık, Canavarın yeşil gözüne yansıdı.
Soltra, korkunç bir çığlık attı. Elbisesi parçalara ayrıldı ve iskelet gövdesi toza dönüştü. Altın zırhın göğüslüğü de yere düştü.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Tom nefesini tutmuştu. Soltra’nın göğüs kafesinde altın zırhın göğüslüğü vardı. Zırhın pırıltısı Tom’un dikkatini dağıttı ve kılıcı tutan elini hareket ettirince güneş ışığı Soltra’nın yüzünden uzaklaştı.
Soltra inledi ve uzun, buz gibi parmaklarıyla Tom’un boğazına sarıldı.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Hemen sırtından kalkanını aldı ve Arkta’nın ona verdiği sihirli hediyeyi ovuşturdu. Bu bir kartal tüyüydü. Tom, çaresizce onun işe yaramasını umuyordu.
Ona doğru yaklaşan şey, dev gibiydi. Kısa bir süre sonra Tom’un onu seçebileceği mesafeye gelmişti. Karmakarışık saçlar, paytak bir yürüyüş ve Torn a dostça bakan kahverengi bir göz.
“Arkta!” diye bağırdı Tom rahatlayarak.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
"Peki babam bana bir mesaj bıraktı mı?” diye sordu.
"Hayır,” diye yanıtladı amcası. "Ama pusulanın açıklanmaya ihtiyacı yok. Pusulanın ibresi kaderinle karşılaşman için ileri adım atman ve tehlikeyle karşılaştığında kaçman gerektiğini işaret edecek. Baban, bu pusulanın bir gün senin hayatını kurtaracağına inanıyordu.”
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Pusulanın üstüne iki kelime kazınmıştı.
Kelimeler pusulanın ibresinin gösterdiği yöne denk geliyordu.
“Kader” diye okudu Tom yavaşça “ve tehlike" Başını kaldırıp amcasına baktı. “Ne anlama geliyor bu?”
“Arkasını çevir,” dedi Henry Amca.
Pusulanın arkasına şu kelime kazınmıştı:
Oğluma.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
“Sana vereceğim şey demirci ocağında,” dedi amcası. “Baban senin için bırakmıştı.”
Tom, hevesle kapağı açtı. Kutunun içinde, koyu kırmızı kadifeye sarılı bir şey vardı. Onu kutudan çıkardı. Ağır ve sertti. Tom, kadife bezi açtı ve hayretle nefesini tuttu. Elinde tuttuğu şey kenarları ince, gümüş işlemeli pirinçten yapılmış bir pusulaydı.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
“Soltra benim evime saldırdı. Damarlarımdaki kan akmaya devam ettikçe, onu yenmek için elimden geleni yapacağım!”
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
"Şimdi size anlatacağım şey, Avantia’nın en büyük sırrı ve hiç kimse bu sırrı köyün dışına taşımamalı,” dedi. “Kral Hugo’nun danışmanı Büyücü Aduro, bana rehberlik ediyor. Buraya arkadaşlarım Elenna, Fırtına ve Gümüş’le kötü canavar Taş Büyücüsü nü öldürmek için geldim.”
İnsanlar hayretle mırıldandılar. Henry Amca öne çıktı. “Sen gerçekten babanın oğlusun,” dedi ciddi bir tavırla. “Yüzünden, taşıdığın silahlardan ve zırhtan savaşa hazır olduğunu görebiliyorum.” Gururla gülümsedi. “Bize ne yapmamız gerektiğini söyle.”
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Kara Büyücü yılanların tıslamasına benzer bir sesle güldü. “Burada kazanamazsın çocuk. Soltra yenilmezdir.”
“Onu yeneceğim ben!” diye haykırdı Tom.
“Sadece bekle ve gör!”
Fakat cevap gelmedi. Ses yok olmuştu
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Tanıdık, zalim bir ses kulağına fısıldadığında, kalbi hızla atmaya başladı. “Taş Büyücüsü Soltra ile yüz yüze görüşmek ister misin?”
“Malvel!” Tom, hızla arkasına döndü ama hiçbir şey göremedi. “Senden korkmuyorum. Kötü Canavarlarından da!”
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu